Gereklilik

Gereklilik

20 Şubat 2016 Cumartesi

Son Reis


Fenerbahçe tribünleri geçtiğimiz ayda kimilerine göre en büyük, bana göre tek liderini kaybetti. Hani bazı ölümlere denir ya ne alaka şimdi, resmen bu öyle bir ölümdü. Sabah uyandığımızda bize biri öldü 50 kişi say deseler ismini sayamayacağımız birisini kaybettik.

Ben Rahmetli Sefa Abi'nin lideri olduğu Genç Fenerbahçeliler grubunun hiçbir zaman bir üyesi olmadım. Ama dışarıdan hep sevdim, saygı duydum, destekledim. Gittiğim her deplasmanda, Kadıköy'de hep onlarla birlikte bağırmaya özen gösterdim. Çünkü Fenerbahçe tribünlerinde ikinci bir alternatifiniz yoktur. 

Ben tribüne Sefa Abi'den hiç hoşlanmayan bir oluşumun içinde başladım. Zamanla onların ne kadar boş, ne kadar gereksiz insanlar olduğunu anlayıp kendimi soyutladım. Hatasız kul olmaz her insan gibi Sefa Abi'nin de yanlışları oldu. Ama diğerleri gibi şahsi menfaatleri uğruna kimseyi bir yerlere sürüklemedi. Sinsilik yapmadı. Doğru ya da yanlış kafasında belirlediği bir yol vardı ve o yoldan hiç sapmadı.

Hiç unutmuyorum, bir kolum alçılı İnönü deplasmanına tek başıma gitmiştim.. Çocuğuz daha 16-17 var yokum. Maç çıkışı vapur iskelesine yürüdük karşıya geçeceğiz; herkes turnikelerden atlıyor ama ben kolum alçılı olduğu için bir türlü geçemiyordum. Tanımadığım kimseden de bir şey istemek tabiatımda yok öyle salak salak etrafıma bakıyorum. Birden etrafında en az 20 kişi yürüyen bir adam geldi. Esmer, kirli sakallı, kara gözlü. Yani korkmadım desem yalan olur. Bana baktı saçlarımı okşadı, etrafımdaki adamlara çocuk bu halde geçemiyor sizde öyle bakıyorsunuz değil mi" diye sitem etti. Aldı kollarına beni geçirdi turnikelerin diğer ucuna. Sonralardan tribünlerde göre göre öğrendim ki o Fenerbahçe tribünlerinin tek reisiymiş.


Ben ondan bugüne kadar hiçbir kötülük görmedim. Hep iyilik gördüm. Varsa bizim hakkımız döne döne helal olsun. Asıl o bizlere hakkını helal etsin. Şu an tek bir gerçek var ki Sefa Abi'den sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Fenerbahçe tribünleri bitti. Etrafıma baktığım zaman benim gibi grubun içinde olmayan birisinin saygı ve sevgisini kazanabilecek, onu peşinden koşturabilecek ikinci bir adam yok.

Velhasıl kelam; mekanın cennet olsun Sefa Abi. Sen hep güzel anılarla, iyi dualarla anılacaksın.

Efsaneler Ölmez


Başlıkta belirttiğim gibi, efsaneler ölmez. Kocaelispor tribünleri bunu 2016 yılı Türkiye'sinde hepimize gösteriyor. Bölgesel Amatör Lig'inde mücadele edip ortalama 10 bin seyirciye oynamak ülkemizin güncel tribün performanslarının çok çok üstünde bir durum.

İşin ilginç kısmı bu insanlar süper lig'te takımı mücadele ederken nasıl maçı yaşıyorsa amatör lig'de oynanan maçlarda da aynı heyecanı sürdürüyorlar. Bunu Kocaelispor maçlarına gitmeyen birisinin anlamasını elbette beklemiyorum. Her iç saha maçına giden birisi olarak bunu net bir şekilde görüyorum. İzmit halkı Kocaelispor'a hala sahip çıkıyor. Hani bizim solcularımızın bayıldığı bir slogan vardır ya; "halkın takımı" diye. O işte Kocaelispor'un ta kendisi.

Video 14 Şubat sevgililer gününde oynanan Tunaspor maçına ait. Bana göre videoda muhteşem olmayan tek şey Yunus Faruk ve Arda'nın gereksiz trolleme çabaları.



Kocaelispor'un tarihi başarılardan bu günlere gelişini sebepleriyle beraber girmeye gerek yok. Türkiye'ye bakan Kocaeli bir Kocaelispor'a bakamadı zırvalıklarına da gerek yok. Kocaelispor'u taklit etmek için bu şehirde onlarca kulüp kuruldu, onlarca yönetimler değişti. Bu halk gerçek Kocaelispor'dan başkasını sevmedi, sevemedi. Bugüne kadar konuşulması gereken her şey konuşuldu ancak durum ortada. Bundan sonra Kocaelispor nasıl eski günlerine döner o konuşulmalı, o tartışılmalı.

Kocaelispor, Bölgesel Amatör Lig 12. Grubunda 15 maç sonunda 1 maç eksiğiyle 39 puan ile 1. sırada. En yakın takipçisiyle arasında 11 puan fark var. Eğer grubu 1. olarak tamamlarsa, play-off lara katılma hakkını elde ederek 3. lige çıkmaya çalışacak.

Blog'ta bundan sonra gittiğim her Kocaelispor maçı için ayrı kayıt açmayı planlıyorum. Adım adım gidiyoruz zafere! #başkakocaelisporyok

18 Şubat 2016 Perşembe

Return

Herkese merhabalar. 5 sene aradan sonra tekrar sayfayı aktif hale getirme kararı aldım. 5 sene sonra geri dönüp burada melankolik şiirler tabi ki yazmayacağım. Belki de yapmak istediğim tek şey buralardan göçüp gittiğimizde arkamızdan bir şeyler bırakabilmek. Söz uçar, yazı kalır misali.

Blog'u açtığım ilk günden bugüne hayatımda değişmeyen tek şey belki de Fenerbahçe. Mücadeleye devam. Mücadele dediysek öyle ultras, tribünlere özgürlük falan hikayelerinden değil. Ev-iş-kadıköy hattında yoğrulup gidiyoruz. Fenerbahçe mevzusu derin, çok yazacağımız için şimdi o topa hiç girmeyeyim.

Yeni blog hayatımda kişisel notlara, aşırı siyasete, tabi ki futbol dışında başka hiçbir spor dalına gücümün yettiğince yer vermemeyi planlıyorum. Hazır yeri gelmişken belirtmekte fayda var; Diğer spor dallarını futbol kadar ya da futboldan daha çok önemseyen adam ruh hastasıdır.

Siyaseti tabi ki konuşacağım ancak fazlasına gerek yok. Bugün Ankara'nın göbeğinde bomba patlattılar. 28 kişi hayatını kaybetti, 61 kişi yaralandı. Bu saldırı neyin işaretidir, neyin gözdağıdır, kim yapmıştır, kime yaptırmışlar, sonuçları ne olacaktır, bunların hepsinin sorularını kendime sormaktan vazgeçtiğim bir döneme girdim. Eskiden olsa belki de sabaha kadar düşünürdüm. Ama artık gerek yok, hiçbir şey değişmiyor. Herkes işini yapsın, elbet düşünecek birileri vardır.

En kısa sürede görüşmek dileğiyle, esen kalın.